Sayfa(691-746): | |||
Onunla bunu bildik ki mütefâvit derecede, kuvvet-i îman nisbetinde rûha bir hâlet verir. Cesed ruhla mültezdir, ruh vicdanla mütelezziz. Bir saâdet-i âcile, vicdanda münderiçtir; bir firdevs-i mânevî, kalbinde mündemiçtir. Düşünmekse deşmektir; şuur ise, şiar-ı râz. Şimdi ne kadar kalb îkaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas verilse; lezzet ziyâde olur, hem de döner ateşi nur, şitâsı yaz. Vicdanda firdevslerin kapıları açılır, dünya olur bir cennet. İçinde ruh-larımız, eder pervâz u perdâz, olur şehbâz u şehnâz, yelpez namaz u niyaz. Ey aziz yoldaşım! Şimdi Allah’a ısmarladık. Gel, beraber bir dua ederiz, sonra da buluşmak üzere ayrılırız... Kelimenin manası için üzerini çift tıklayınız. | |||